Bağımlılık denildiği zaman zihnimize düşen resimler var ve bunların büyük çoğunluğu madde, alkol veya sigara ile ilgili. Bunlar da bağımlılık ancak resmin yarısını oluşturuyor. Büyük bir hızla gelişen teknoloji insan hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda psikolojik ve davranışsal problemlerle birlikte, bilgisayar ve internet bağımlılığı denilen yeni bir kavramın ortaya çıkmasına neden oluyor. İnterneti önceden sadece bilgisayarlarda kullanırken şimdi tablet bilgisayarlarda, telefonlarda, saatlerde, televizyonlarda, arabalarda ve daha birçok cihazda kullanabiliyoruz. Bunun sonucu olarak, internete ve sağladıklarına yer veya zaman ayırt etmeden her an her yerde ulaşma imkanı var. Bu imkan kısıtlanınca veya olmayınca ne yapacağını bilemeyen, acı çeken, rahatsızlık hisseden insanlar olup çıkıyoruz.
İnternet bağımlısı olan bir kişi interneti aşırı kullanmaya yönelik isteğinin önüne geçememekte ve internete bağlı olmadan geçirilen zaman önemini yitirmektedir. Yoksunluk yaşadığında ise aşırı sinirlilik hali, saldırgan olma durumu gözlenmekte, kişinin iş-sosyal yaşantısı ve aile hayatı giderek bozulmaktadır. Yapılan araştırmalarda görülmektedir ki erkeklerin interneti kullanma oranı ve dolayısıyla internet bağımlılık oranı kızlara göre daha fazladır. İnternet bağımlılığının 12-18 yaş döneminde, yoğun olarak görüldüğü ve bu bağımlılığın gelişmesi ve bağımlılık davranışlarının pekiştirilebilmesi için uygun bir dönem olduğu bilinmektedir. Erkeklerin kızlara oranla 2-3 kat daha fazla internet bağımlılığı geliştirme riskleri olduğu yapılan birçok araştırma ile saptanmıştır.
Dr. Kimberly Young’a göre internet bağımlılığı tanısı konulabilmesi için tanımlanan sekiz ölçütten beşinin karşılanması yeterli görülmüştür. Young’ın tanımladığı ölçütler şu şekildedir:
1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş (sürekli olarak interneti düşünme, internette yapılan aktivitelerin hayalini kurma, internette yapılması planlanan bir sonraki etkinliği düşünme, vb.),
2. İstenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma ihtiyacı duyma,
3. İnternet kullanımını kontrol etme, azaltma ya da tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimlerin olması,
4. İnternet kullanımının azaltılması ya da tamamen kesilmesi durumunda huzursuzluk, çökkünlük ya da kızgınlık hissedilmesi,
5. Başlangıçta planlanandan daha uzun süre internette kalma,
6. Aşırı internet kullanımı nedeniyle aile, okul, iş ve arkadaş çevresiyle sorunlar yaşama, eğitim veya kariyer ile ilgili bir fırsatı tehlikeye atma ya da kaybetme,
7. Başkalarına (aile, arkadaşlar, terapist, vb.) internette kalma süresi ile ilgili yalan söyleme,
8. İnterneti problemlerden kaçmak veya olumsuz duygulardan (örn: çaresizlik, suçluluk, çökkünlük, kaygı) uzaklaşmak için kullanma.
KÜÇÜLEN TEKNOLOJİK ALETLER,
KÜÇÜLEN “GERÇEK” SOSYAL HAYATLAR…
İnternet Bağımlılığının Nedenleri:
– İnsanların internette zaman sınırının olmaması,
– Günün istedikleri herhangi bir anında internet aktivitelerinden yararlanmaları,
– Kendilerini kendi istedikleri şekilde tanıtma imkânına sahip olmaları,
– Sosyal kabul görme endişesi olmadan anonim olarak kendilerini ve gerçek düşüncelerini ifade edebilmeleri,
– Coğrafi mekân sınırı olmaksızın dünyanın her yerindeki insanlarla iletişim ve etkileşime geçebilmeleri,
– Benzer ilgilere sahip olup başka hiçbir yerde karşılaşması mümkün olmayan insanlarla buluşabilmeleri,
– Diğer insanlarla iletişime geçmek için minimum zaman ve para harcamaları,
– Eğlence ve oyunlara diğer alternatiflere oranla oldukça ekonomik yollarla ulaşabilmeleri,
– İstedikleri zaman iletişimi kesme veya her ne yapıyorlarsa bırakma özgürlüğüne sahip olmaları,
– Kendilerini sosyal statü, zenginlik, ırk, cinsiyet farkı olmadan bütün diğer kullanıcılarla beraber eşit bir şekilde ifade edebilmeleri,
– Herhangi bir kaygı yaşamadan rahatça sosyal bir çevrede yer alma imkânına sahip olmaları,
– Olmak istedikleri insan gibi kendilerini tanıtabilmeleri,
– Tanımadıkları insanlarla görece risksiz dertleşebilme,
– Yakınlık kurma imkânına sahip olmaları,
– Günlük stresten kaçmak için çok sayıda alternatif bulabilmeleridir.
İnternet Bağımlılığı İçin Uygulanabilecek Tedaviler
İnternet bağımlılığının ve sosyal medya bağımlılığının tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri psikoterapidir. Psikoterapide bilişsel ve davranışçı yöntemler daha çok kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, internet bağımlılığında depresyonda olduğu gibi olumsuz bilişlerin rol aldığı bilinmektedir. Eğer internet bağımlılığının altında yatan başka bir hastalık varsa ilk olarak bunun tedavisi yapılır. İnternet bağımlılığının görülme yaşının daha düşük olması, çocuk ve ergenlerde daha sık rastlanması nedeniyle tedavinin etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesi şarttır. Çünkü etkin ve hızlı olmayan bir tedavi süreci çocukların akademik ve sosyal yaşantılarını etkilemektedir. Aile ile sıkı bir işbirliği şarttır. İnternet bağımlılığı konusunda gerekli bilgilendirme hem aileye hem de çocuğa yapılmalıdır. Birçok vakada görülen depresyon ve anksiyete semptomlarını azaltmak için kullanılan antidepresanlar yararlı olmak ile birlikte psikoterapi daha etkin ve hızlı bir tedavi süreci sağlar. İnternet bağımlılığında kişinin hayatını organize etmek ve internette geçirdiği vakti kontrol altına almak için dışsal engeller yaratmak gerekmektedir. Örneğin; akşam eve gelir gelmez internet başına geçen bir kişinin eve daha geç gelmesini sağlamak için bir kursa başlatmak, sabah saatlerinde spor yapıyorsa bunu akşama kaydırmak gibi müdahaleler etkili olabilir.