GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİLGİ YAKLAŞIMLARI BİLGİ TOPLUMU VE İNTERNET

Bilgi Felsefesi Ve Bilginin Gelişimi

Günümüz bilişim teknolojileri, bir bakıma temeli oldukça eskilere dayanan felsefî düşünce biçimleri ile temellendirilebilir. Antik Çağ (Eski Yunan) döneminden günümüze değin bilgi kavramı felsefenin ana konularından biri olmuştur.

Antik Çağ (Platon, Sokrates, Aristo)

Antik çağ filozoflarının gündemlerinde varlık problemi, evrenin özü (arkhe), bilginin insanı erdemli davranışa yöneltmesi gibi konular yer almıştır. Bilgi akıla mı yoksa duyulara mı dayanmalıdır? Mutlak ve kesin bilgiyi bulmak mümkündür ve insanlar doğuştan ilgiye sahiptirler. Aristo: Bilgi elde etme süreci deneyimle başlar. Bunu tekrarlarla bellek izler. Deneyim kazanmış olan kişi bir sezgi süreci ile bilgi elde etme sürecini tamamlar.

Orta Çağ (ST. Auguistine)

Antik Çağ Yunan Felsefesi ve Din (Religion, Hristiyanlık) etkili olmuştur. Skolastik düşünce sistemi, daha doğrusu düşünememe, karar verememe dönemi Hristiyan Katolik Avrupa’da hâkim olan görüşü yansıtmaktadır. Özellikle Kilise’ye karşı çıkanlar soluğu Engizisyon’da almıştır.

Yeni Çağ-Rönesans (Bacon)

Hümanizm (insancıllık) dönemin en etkili düşüncelerinden birini oluşturmaktadır. Bu dönemde Rasyonalist bilgi anlayışı ile bilimsel çalışmalar yürütülmektedir. Empirist bilgi anlayışı (deneysellik) ile her şey deneye ve gözleme bağlanmıştır. Yaşanan bilimsel gelişmeler ile Kilise’ye karşı hareket eden bilim adamları yetişmiştir. Bilgi güçtür ve insan doğaya hükmedebilir fikrinin ilk tohumları bu dönemde atılmıştır.

17. Yüzyıl (Descartes)

Descartes, Doğanın dili matematiksel olarak açıklanabilir. Bilim birçok sorunu halledebilecek bir iksir olarak görüldüğü bu dönemde Kilise’nin gücü gittikçe zayıflamıştır. Metodik şüphe: Her şeye şüpheyle bakın, şüpheyi ortadan kaldırdıktan (ve duyu bilgisinin yanıltıcı olduğunu bildikten) sonra şüphe edilmeyecek son noktaya ulaşacaktır. Bu doğruya Descartes düşünce demektedir.

Aydınlanma Çağı-18. Yy. (J. Locke, D. Hume, I. Kant)

Doğuştan bilgiye sahip değiliz (Tabula Rasa), öyle olsaydı deneycilik kavramı olanaksız hale gelirdi. İnsanlar kimi tasarılar üzerinde ortak bir fikre sahip olamaz. (Locke) İnsan ve insan aklı bu çağda en önemli kavramlarıdır. Kant’ın bilgi kuramı: sağlam bilgi için veri-düşünce birleşmelidir. Bilgi dış dünyadan edindiğimiz duyumlar ile zihnimizin birleşme süreci

Yakın Çağ-19. Yy. (Hegel, Comte, Spencer, Nietzsche)

Bilgi bir kavramlar sistemidir. Bilgi Hegel’e göre mantıksal bir süreçtir ve bir düşünce zorunlu olarak başka bir düşünceden çıkar, yine başka bir düşünceye temel olur. Tez, Antitez, Sentez Kuramı ile bilim felsefesinin bugün bile temel kabul ettiği kuram Hegel tarafından oluşturulmuştur.

A. Comte: Empirizm ve pozitivizmi savunur.

Spencer: Empiriktir, bunun yanında evrimci bir anlayışa sahip olup nesillere kalıtım yoluyla bilgilerin aktarılması fikrine sahiptir.

Nietzsche: Gerçek ve nesnel doğru olamaz. Bu yanılsamadır. Bilgi göreli ve anlamsız, genel-geçer şeylerdir.

20. Yy. (Felsefede alt dallar)

Bu devirde felsefe alt dallara ayrılmış ve Bilgi Felsefesi de bu alt dallardan biri olmuştur. J. Baudrillard: kitle iletişim araçları ile tüketim toplumunun yol açtığı sorunlar vardır. Medya gün geçtikte artan bir öneme sahip olduğunu vurgulamıştır. İnsanların gerçekte tüketim nesnelerini tüketmekten çok, özledikleri ama ulaşamadıkları yaşam biçimlerini tükettiklerini savunmaktadır. Baurdillard II. Dünya Savaşı sonrasında kavramların içinin boşaltıldığını vurgulamaktadır. Böylece günümüz Dünya’sına doğru bir bilgi felsefesi yaklaşımı sürecine ilerlenmiştir.

İnsanlık tarihi boyunca günümüze gelen kadar üç önemli toplumsal değişim yaşanmıştır. Son yaşanan değişim ise bu satırları yazmamı ve topluma yani sizlere aktarmamı sağlayan internet sayesinde çok daha dominant bir şekilde tezahür etmiştir.

İnsanlık önce tarım toplum yapısıyla göçebe hayattan yerleşik hayata geçmiştir. Bu hayat şekli 19. Yüzyıla kadar devam etmiştir. Ta ki Sanayi Devrimi yaşanana kadar… Sanayi devrimi ile birlikte kırdan kente göçler yaşanmış, kent nüfusları artarken kırdaki tarım hayatı hızla azalmıştır. Toplumsal yapı çok farklı ve karmaşık bir hale gelmiştir. 20. Yüzyılda ise insanlık ARPANET ve diğer pek çok buluş ile Enformasyon yani Bilgi Çağı’na geçmiştir. Böylece bilginin güç sayıldığı, bilgin kadar değerinin olduğu bir Dünya ortaya çıkmıştır. İnsanlar ellerindeki verileri bilgiye dönüştürerek milyon, hatta milyon dolarlar kazanmıştır. Bu gün bilginin egemenliği devam etmektedir.